Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
bring out
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"bring out"
in Turkish English Dictionary : 44 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
bring out
v.
yapmak (yeni bir şeyi)
2
General
bring out
v.
ortaya çıkarmak
3
General
bring out
v.
meydana çıkarmak
4
General
bring out
v.
belli etmek
5
General
bring out
v.
piyasaya yeni mal sürmek
6
General
bring out
v.
çıkarmak
7
General
bring out
v.
yayımlamak
8
General
bring out
v.
yayımlamak (yeni bir şeyi)
9
General
bring out
v.
üretmek
10
General
bring out
v.
konuşarak rahatlamasını sağlamak
11
General
bring out
v.
üzerinde durmak
12
General
bring out
v.
yayınlamak
13
General
bring out
v.
görülmesini sağlamak
14
General
bring out
v.
yapmak
15
General
bring out
v.
-i açmak
16
General
bring out
v.
piyasaya sürmek
17
General
bring out
v.
su yüzüne çıkarmak
Phrasals
18
Phrasals
bring out
v.
gün yüzüne çıkartmak
19
Phrasals
bring out
v.
(birini) sosyal çevresine tanıştırmak
20
Phrasals
bring out
v.
dile getirmek
21
Phrasals
bring out
v.
bir şeyi dışarı çıkarmak
22
Phrasals
bring out
v.
bir şey sunmak
23
Phrasals
bring out
v.
bir şey dağıtmak
24
Phrasals
bring out
v.
belirginleştirmek
25
Phrasals
bring out
v.
görünür kılmak
26
Phrasals
bring out
v.
dışına çıkarmak
27
Phrasals
bring out
v.
birinin bir şeyi açıklamasını sağlamak
28
Phrasals
bring out
v.
birinin bir şeyi deşifre etmesini/ortaya dökmesini sağlamak
29
Phrasals
bring out
v.
birinin bir şeyi açığa vurmasını/açık etmesini sağlamak
30
Phrasals
bring out
v.
birinin bir şeyi ifşa etmesini sağlamak
31
Phrasals
bring out
v.
bir şeyi vurgulamak
32
Phrasals
bring out
v.
bir şeye ışık tutmak
33
Phrasals
bring out
v.
bir şeye dikkat çekmek
34
Phrasals
bring out
v.
toplamak
35
Phrasals
bring out
v.
harekete geçirmek
36
Phrasals
bring out
v.
teşvik etmek
37
Phrasals
bring out
v.
öne çıkarmak
38
Phrasals
bring out
v.
öne çıkmasını sağlamak
39
Phrasals
bring out
v.
pekiştirmek
40
Phrasals
bring out
v.
(çekingen birini) kabuğundan çıkarmak
41
Phrasals
bring out
v.
(zıtlık yoluyla) dikkati yöneltmek
42
Phrasals
bring out
v.
ilk defa sahneye sunmak
43
Phrasals
bring out
v.
söylemek
44
Phrasals
bring out
v.
deyivermek
Meanings of
"bring out"
with other terms in English Turkish Dictionary : 111 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
bring out into the open
v.
açığa çıkarmak
2
General
bring something out
v.
üretmek
3
General
bring out the best in someone
v.
birinin içindeki cevheri çıkarmak
4
General
bring out one’s eyes
v.
gözlerini ortaya çıkarmak
5
General
bring out the truth
v.
gerçeği ortaya çıkarmak
Phrasals
6
Phrasals
bring (someone or something) out of (somewhere or someone)
v.
(bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak
7
Phrasals
bring (someone or something) out of (somewhere or someone)
v.
(bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak
8
Phrasals
bring (someone or something) out of (somewhere or someone)
v.
ağzından laf almak
9
Phrasals
bring (someone or something) out of (somewhere or someone)
v.
ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak
10
Phrasals
bring (someone or something) out of (somewhere or someone)
v.
konuşturmak
11
Phrasals
bring (someone or something) out of (somewhere or someone)
v.
söyletmek
12
Phrasals
bring someone or something out of something
v.
(bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak
13
Phrasals
bring someone or something out of something
v.
(bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak
14
Phrasals
bring someone or something out of something
v.
sokağa/balkonlara dökmek
15
Phrasals
bring someone or something out
v.
(bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak
16
Phrasals
bring someone or something out
v.
(bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak
17
Phrasals
bring someone or something out
v.
sokağa/balkonlara dökmek
18
Phrasals
bring something out of someone
v.
ağzından laf almak
19
Phrasals
bring something out of someone
v.
ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak
20
Phrasals
bring something out of someone
v.
konuşturmak
21
Phrasals
bring something out of someone
v.
söyletmek
22
Phrasals
bring something out
v.
ağzından laf almak
23
Phrasals
bring something out
v.
ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak
24
Phrasals
bring something out
v.
konuşturmak
25
Phrasals
bring something out
v.
söyletmek
26
Phrasals
bring (someone) back out
v.
(alkışlarla tekrar) sahneye çağırmak
27
Phrasals
bring (someone) back out
v.
bis yapmak
28
Phrasals
bring someone back out
v.
(alkışlarla tekrar) sahneye çağırmak
29
Phrasals
bring someone back out
v.
bis yapmak
30
Phrasals
bring someone out (on something)
v.
sahneye çıkarmak
31
Phrasals
bring someone out (on something)
v.
alkışlarla sahneye getirmek
32
Phrasals
bring back out
v.
alkışlarla tekrar sahneye çağırmak
33
Phrasals
bring back out
v.
bis yapmak
34
Phrasals
bring something out (in someone)
v.
(birinin içindeki) bir şeyi ortaya çıkarmak
35
Phrasals
bring something out (in someone)
v.
(birinin içindeki) bir şeyi açığa çıkarmak
36
Phrasals
bring something out
v.
yayınlamak
37
Phrasals
bring something out
v.
halka sunmak
38
Phrasals
bring something out
v.
(bir yayın) çıkartmak
39
Phrasals
bring something out
v.
piyasaya çıkarmak
40
Phrasals
bring something out
v.
yayımlamak
41
Phrasals
bring something out
v.
söyletmek
42
Phrasals
bring something out
v.
anlattırmak
43
Phrasals
bring something out
v.
söylemesini/anlatmasını sağlamak
44
Phrasals
bring out of
v.
çıkmasını sağlamak
45
Phrasals
bring out of
v.
ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak
46
Phrasals
bring out of
v.
ağzından laf almak
47
Phrasals
bring out of
v.
ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak
48
Phrasals
bring out of
v.
konuşturmak
49
Phrasals
bring out of
v.
söyletmek
50
Phrasals
bring something out of someone
v.
birinin ötmesini sağlamak
51
Phrasals
bring something out of someone
v.
birinin ağzından zorla laf almak
52
Phrasals
bring something out of someone
v.
birini zorla konuşturmak
53
Phrasals
bring something out of someone
v.
birine zorla bildiklerini söyletmek
54
Phrasals
bring something out of someone
v.
birine zorla anlattırmak
55
Phrasals
bring something out of someone
v.
birinin ağzından gıdım gıdım laf almak
56
Phrasals
bring out [uk]
v.
(bir kızı) sosyeteye tanıtmak
Idioms
57
Idioms
bring (someone or something) out in droves
v.
(bir yerin) insanlarla dolup taşmasını sağlamak
58
Idioms
bring (someone or something) out in droves
v.
insanların/canlıların ilgisini/dikkatini (bir yere) çekmek
59
Idioms
bring (someone or something) out in droves
v.
insanların/hayvanların (bir yere) üşüşmesini sağlamak
60
Idioms
bring someone or something out in droves
v.
(bir yerin) insanlarla dolup taşmasını sağlamak
61
Idioms
bring someone or something out in droves
v.
insanların/canlıların ilgisini/dikkatini (bir yere) çekmek
62
Idioms
bring someone or something out in droves
v.
insanların/hayvanların (bir yere) üşüşmesini sağlamak
63
Idioms
bring one out of one's shell
v.
birisini kabuğundan çıkarmak
64
Idioms
bring (one) out of one's shell
v.
birini kabuğundan çıkarmak
65
Idioms
bring out the worst in someone
v.
birinin içindeki kötü yönleri çıkarmak
66
Idioms
bring out the worst in someone
v.
birinin kötü yönlerini çıkarmak
67
Idioms
bring one out
v.
birini kabuğundan çıkarmak
68
Idioms
get one out of one's shelli bring one out
v.
birisini kabuğundan çıkarmak
69
Idioms
bring out of one's shell
v.
çekingenliğini yenmesine yardımcı olmak
70
Idioms
bring out of one's shell
v.
kabuğundan çıkmak
71
Idioms
bring something out of mothballs
v.
naftalinlerin/tozlu yapraklar arasından (sandıktan) çıkarmak
72
Idioms
bring something out of mothballs
v.
tozlu raflardan çıkarmak
73
Idioms
bring out of one's shell
v.
utangaçlığı üzerinden atmak
74
Idioms
bring someone or something out in droves
v.
insanların/hayvanların bir yere akın etmesini/akın akın gelmesini sağlamak
75
Idioms
bring someone or something out in droves
v.
insanları/hayvanları bir yere çekmek için aklını çelmek
76
Idioms
bring someone or something out in droves
v.
insanları/hayvanları bir yere toplamak/çekmek için kandırmak/ayartmak
77
Idioms
bring someone or something out in droves
v.
insanları/hayvanları sürü halinde bir araya getirmek
78
Idioms
bring someone or something out in droves
v.
insanları/hayvanları kalabalık bir grup halinde bir araya toplamak/getirmek
79
Idioms
bring someone or something out in droves
v.
insanları/hayvanları büyük gruplar halinde bir yere çekmek
80
Idioms
bring someone or something out in droves
v.
bir insan/hayvan seli yaratmak
81
Idioms
bring (something) out of mothballs
v.
(bir şeyi) kullanmaya başlamak
82
Idioms
bring (something) out of mothballs
v.
(bir şeyi) kullanıma sokmak
83
Idioms
bring out in droves
v.
dolup taşmasını sağlamak
84
Idioms
bring out in droves
v.
üşüşmelerini sağlamak
85
Idioms
bring out in droves
v.
akın ettirmek
86
Idioms
bring out in droves
v.
akın akın gelmelerini sağlamak
87
Idioms
bring out in droves
v.
bir araya toplamak/getirmek
88
Idioms
bring out in droves
v.
gruplar halinde bir yere çekmek
89
Idioms
bring out in droves
v.
(insan/hayvan) seli yaratmak
90
Idioms
bring (something) out of mothballs
v.
kullanmaya başlamak
91
Idioms
bring (something) out of mothballs
v.
uygulamak
92
Idioms
bring (something) out of mothballs
v.
yürürlüğe koymak
93
Idioms
bring out of shell
v.
kabuğundan çıkarmak/çıkmak
94
Idioms
bring out of shell
v.
utangaçlığını attırmak/atmak
95
Idioms
bring out the best in
v.
içindeki cevheri ortaya çıkarmak
96
Idioms
bring out the best in
v.
içindeki iyiliği/iyi özellikleri ortaya çıkarmak
97
Idioms
bring out the best in
v.
iyi yanlarını ortaya çıkarmasını sağlamak
98
Idioms
bring out the best in (one)
v.
(birinin) içindeki cevheri ortaya çıkarmak
99
Idioms
bring out the best in (one)
v.
(birinin) içindeki iyiliği/iyi özellikleri ortaya çıkarmak
100
Idioms
bring out the best in (one)
v.
(birinin) iyi yanlarını ortaya çıkarmasını sağlamak
101
Idioms
bring out the best in somebody
v.
birinin içindeki cevheri ortaya çıkarmak
102
Idioms
bring out the best in somebody
v.
birinin içindeki iyiliği/iyi özellikleri ortaya çıkarmak
103
Idioms
bring out the best in somebody
v.
birinin iyi yanlarını ortaya çıkarmasını sağlamak
104
Idioms
bring out the worst in (one)
v.
(birinin) içindeki kötülüğü ortaya çıkarmak
105
Idioms
bring out the worst in (one)
v.
(birinin) içindeki kötü özellikleri ortaya çıkarmak
106
Idioms
bring out the worst in (one)
v.
(birinin) kötü yanlarını dışa vurmasına neden olmak
107
Idioms
bring out the worst in somebody
v.
birinin içindeki kötülüğü ortaya çıkarmak
108
Idioms
bring out the worst in somebody
v.
birinin içindeki kötü özellikleri ortaya çıkarmak
109
Idioms
bring out the worst in somebody
v.
birinin kötü yanlarını dışa vurmasına neden olmak
Trade/Economic
110
Trade/Economic
bring out [uk]
v.
grev yaptırmak
Pathology
111
Pathology
bring out (in)
v.
leke, kızarıklık ile kaplamak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bring out
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy